İstanbul’u beş yıldır CHP yönetiyor. Peki sormak lazım, bu beş yılda İstanbullu ne konuştu? Deprem tedbirlerini konuşmadı. Metro konuşmadı. Ulaşımda yeni bir adım konuşulmadı. Fen işleri alanında hiçbir yeni yatırım yapılmadı. Sokaklarda otobüsler yandı. Hazır metroların yürüyen merdivenlerini çalıştıramadılar. Deprem için beş yılda 100 bin konut sözü verip beş bini bile bulmayan konut yaptılar. Yapılmayan işleri yüz kaleme çıkarabiliriz. Günün sonunda ne oldu? İstanbul başkanlığını ve İstanbulluları
İstanbul’u beş yıldır CHP yönetiyor. Peki sormak lazım, bu beş yılda İstanbullu ne konuştu?
Deprem tedbirlerini konuşmadı. Metro konuşmadı. Ulaşımda yeni bir adım konuşulmadı. Fen işleri alanında hiçbir yeni yatırım yapılmadı. Sokaklarda otobüsler yandı. Hazır metroların yürüyen merdivenlerini çalıştıramadılar. Deprem için beş yılda 100 bin konut sözü verip beş bini bile bulmayan konut yaptılar. Yapılmayan işleri yüz kaleme çıkarabiliriz.
Günün sonunda ne oldu? İstanbul başkanlığını ve İstanbulluları çok da umursamayan İBB Başkanı, elindeki bütçeyle her şeyi satın almanın yoluna gitti. İYİ Parti’nin meclis üyelerini ve önemli partilileri. Ve tabii ki CHP kurultay delegelerini. Delegeleri satın alırken, delege yakınlarından 17 bin kişiyi mesleğine, liyakatine bakmadan işe aldılar.
Peki ne oldu? Reklam bütçesinin canı sağ olsun. Muhtemeldir ki beş yıl boyunca deprem ve kentsel dönüşüm bütçesini dahi reklam bütçesine aktaran bu zihniyet, resmi-gayrı resmi en az 1 milyar dolar reklam için kaynak ayırmıştır. Kurultay günleri şu ifadeler İBB koridorlarında konuşulur olmuştu: “Değişimin gerçekleşmesi için en az 1 milyar dolar paraya ihtiyacımız var.” İBB yıllık bütçesinin 514 milyar olduğu düşünüldüğünde müteahhit bir başkan için bu organizasyon hiç de zor olmasa gerek. Kampanya ekibi seçim süresince harcayacakları para kadar seçim gecesine de kaynak ayıracaklarmış. Sandıklarda partililer duruyor. O gece bu kaynağı ne yapacaklar bilinmiyor. Mutlaka bir bildikleri vardır.
İstanbul’un sorunlarını üç ana başlıkta toplamak mümkün.
İçerik açısından bakıldığında deprem, insanların hayati tehlikesi için en riskli, en çok tehdit içeren ve en büyük tehlike olduğu halde seçimlerde oya yansıması bakımından ulaşım-trafik kadar etkili olmuyor.
Murat Kurum’un ulaşım ve trafikle ilgili yapmış olduğu sunumu dinledim. Belediye başkan adayları genellikle bu tür hazırlıkları reklamcılara yaptırırlar ve reklamcıların hazırlıkları içi boş laflardan oluşan süslü cümlelerden ibaret kalır. Oysa Murat Kurum’un ulaşımla ilgili sunumu tam bir vizyon içeriyor. Kırk yıla yakındır İstanbul’da yaşayan ve İstanbul’un sorunlarını bilen birisi olarak yapılan hazırlık seçim kazanılıp uygulamaya geçildiği zaman kısa zamanda etkisini gösterir ve İstanbul’un trafikteki çilesi en azından Kadir Topbaş döneminin verileri seviyesine iner. Metro, yeni metrobüsler, tüneller, iki havalimanı arasında yük treni ve lojistik köyleri ile sayamayacağım onlarca başlık. İstanbul ulaşımı 360 derece ele alınmış, sofistike bir yaklaşımla planlı, Batı metropollerini aratmayacak güçlü bir vizyon vaadi görmüş olduk.
İlginç olan bir şey var, bu güçlü vizyon bırakın AK Parti’ye mütemadiyen muhalif duran müzmin muhalif medyayı, hükümete yakın duran medyada dahi yeteri kadar tartışılmadı. Hafife almak için söylemiyorum, deprem bir gün öldürür trafik İstanbulluyu her gün öldürüyor.
Murat Kurum’un kentsel dönüşüm vaadi CHP tarafından oldukça abartılı bulunuyor. Eskişehir’de 15 yılda 17 daire dönüştüren Büyükerşen ve İstanbul’da beş yılda beş bine yakın konut dönüştüren İmamoğlu’nun havsalası almaz. Ki bırakın 600 bin konutu 100 bin bile onlar için hayal ötesidir.
Ekranlarda bağırarak konuşan bir dostumuz soruyor “İmamoğlu seçilirse hükümet seferber olacak mı ona yardım etmek için.” Ben de bir soru sordum “Kendisi hiç seferber olmayı aklından geçiriyor mu?”
İstanbul halkı AK Parti’nin vermiş olduğu vaatleri gerçekleştireceğini biliyor ve AK Parti bu güne kadar yapmış olduğu hizmetlerle var oldu.
Sosyal destek ülke şartları ne olursa olsun kentler yoksul üretir. Her ne kadar Türkiye hükümet eliyle bir sosyal devlet olsa da İBB güçlü bütçesiyle engelli, genç ve kadınlara pozitif ayrım yaparak önemli destekler sunmalıdır.
Murat Kurum’un başta öğrenciler, kadınlar ve genç girişimciler olmak üzere onlarca başlık altında hayatı kolaylaştıracak vaatleri var. Bir başka yazıda bunu ele alırız.
Büyük boy sorumuzu soralım: Murat Kurum’un hizmet içerikli vaatleri, CHP’nin reklamdan başka bir şey olmayan belediyeciliği ile baş edebilecek mi?
Takdir İstanbullunun.